TURİZM ELÇİLERİ HER YERDE: VİTRİNDEN SAHAYA TURİZMİN KAHRAMANLARI
Turizm, yalnızca otellerden, turlardan ya da destinasyonlardan ibaret değil; aynı zamanda bir karşılaşmalar, temsil ve iletişim sanatı. Bu büyük orkestranın içinde yer alan esnafından tur operatörüne, havalimanı görevlisinden animatöre, otel yöneticisinden rehberine kadar herkes, aslında birer “Turizm Elçisi.”
Ülkeye gelen her misafirin ilk izlenimi, son sözü, aldığı hizmet ve gördüğü tebessüm, bu isimsiz elçilerin gayretiyle şekilleniyor. Turizmde sürdürülebilir başarı, işte bu görünmeyen temsil gücünün kolektif çalışmasıyla mümkün.
Peki, “Turizm Elçisi” olmak için en önemli kriter nedir?
GM’in LinkedIn sayfasında son dönemde gerçekleştirdiği üç anket, bu soruya sektör profesyonellerinin gözünden ilginç ve düşündürücü yanıtlar sunuyor.
Bir kişinin “Turizm Elçisi” sayılabilmesi için sizce en önemli kriter nedir?
Uluslararası alanda ülkesini doğru temsil etmesi – %71
Yerel kültürü ve değerleri ön plana koyması – %18
Ülkeye turist getirme başarısı – %11
Katılımcıların büyük bir bölümü için bir kişiyi “Turizm Elçisi” yapan şey, onun uluslararası platformlarda Türkiye’yi nasıl temsil ettiği. Sektör, yalnızca tanıtım değil, temsilin biçimi ve niteliğiyle de ilgileniyor. Bu da bize, turizmin sadece “getirdiğimiz turist sayısı”ndan ibaret olmadığını, daha çok “nasıl anlattığımız”la ilgili olduğunu gösteriyor.
Anketin altına düşülen yorumlardan biri, bu derinliği bir adım öteye taşıyor. Yusuf Uğur şöyle diyor:
“3 aşama: Ülkeyi, özelliklerini tanımak; potansiyel hedef kitleyi düşünmek; kaynak ve strateji belirlemek. Ardından yasal diplomasi.”
Bu yorum, turizm elçiliğini neredeyse bir kamu diplomasisi alanı gibi tanımlıyor.
Sizce “Turizm Elçisi” unvanını en çok kim hak ediyor?
Yurt dışında aktif çalışan tur operatörleri – %43
Uluslararası fuarlarda ve etkinliklerde ülkeyi tanıtan otelciler – %41
Tanıtıma katkı sağlayan sanatçı ve influencer’lar – %16
Bu anket sonuçları, turizm tanıtımında doğrudan sahada görev alan isimlerin hâlâ en fazla sorumluluğu taşıdığına işaret ediyor. Ancak “görünmeyen kahramanlar” da var. Katılımcılardan Cem Bülent Kutlu’nun yorumu dikkat çekici:
“Misafirleri en çok dinleyen, onlarla en çok temas kuran, ülkemiz hakkında pozitif bilgi verebilecek, eğitimli, donanımlı animatörler…”
Kutlu, animasyonun doğru yönetilirse güçlü bir iletişim aracı olabileceğini, aksi takdirde riskli bir alana dönüşeceğini de hatırlatıyor.
Bu yoruma karşılık gelen bir başka sektör profesyoneli Ahmet Boyacı’nın cevabı ise, sektör içindeki role göre farklı beklenti ve gerçekliklere işaret ediyor:
“Anlatamazsın bunu tabak bardak toplayanlara, yemeklerinde sıkıntı çıkanlara… Anlatamazsın check-in reception önünde bekleyen GM’lere.”
Yani, sektör içi görev tanımlarının bu tür iletişim rollerine nasıl etki ettiğini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Sizce bir kişi ya da kurumun “Turizm Elçisi” unvanını sürdürülebilir şekilde taşıması için en çok neye ihtiyacı vardır?
Kültürel bilgiye ve donanıma – %70
Uluslararası ağlara erişime – %17
Devlet ve sektör desteğine – %13
Anket sonuçları bize net bir mesaj veriyor: Turizm elçiliği sadece görünür olmakla değil, içeriği güçlü kılmakla mümkün. Kültürel bilgi ve donanım, bu unvanı taşıyan kişi ya da kurumların temsili uzun vadede daha anlamlı hale getiriyor. GM’in anketleri, turizm elçiliğinin yalnızca popüler isimlere değil, sahada aktif rol alan, bilgi ve aidiyetle hareket eden profesyonellere de ait olduğunu gözler önüne seriyor. Bu da sektöre dair daha kapsayıcı, daha kolektif bir temsil anlayışının geliştiğini gösteriyor.
Turizm sektörü, dinamik yapısıyla her zaman sahadan gelen sese kulak vermeyi gerektiriyor. GM olarak her sayımızda yayınladığımız anketlerle bu sesin izini sürüyor, sektör profesyonellerinin nabzını tutuyoruz. Siz de görüşlerinizle bu kolektif bakışa katkı sunmak isterseniz, bizi LinkedIn sayfamızdan takip ederek gelecek anketlerimize katılabilirsiniz. Çünkü turizmi birlikte şekillendiriyoruz.
