ERMAN KAYAR YAZDI: TURİZMDE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 4

Ticari sözleşme içeriğinde tarafların anlaşması karşılığında gerçekleştirilecek turizm operasyonu, kaynak ülke veya destinasyonda oluşabilecek vergilerin, ticari partnerlik kurulurken sözleşme aşamasında belirlendiği ideal durumu ile verimli ve doğru bir şekilde yönetilebilir.
Vergi, işlemlerin içeriğindeki operasyon ile ortaya çıkabileceği gibi (globaldeki örneklerde; konaklama vergisi, turizm vergisi, turist vergisi vb.) , toplam işlem hacmi üzerinden yapılacak belirli hesaplamalarla (turizm payı vb.) da yükümlülük ortaya çıkarabilir.
Bir turizm işletmesi, konaklama tesisi veya turizm operatörü, acentesi gibi aracıları farketmeksizin, yurtdışındaki uluslararası sözleşmesine muhatap olan kurum ile detaylı bir vergi ağı içerisindedir. Bu vergi ağı için, kendi yerel vergilerinden sorumlu olabileceği gibi, yurtdışı partnerinin operasyonu ile de doğrudan veya dolaylı vergilere muhatap olabilir. Ancak , ilgili iş ortaklığında, şeffaf bir şekilde ortaya konulmayan vergi konuları , ticari ortaklığın ilk aşamasında veya süreci içerisinde anlaşmazlıklara yol açabilir. Tur operatörü - Incoming Acentesi arasındaki bir sözleşmeden genel bir varsayımlı örnek verecek olursak; konaklama ürünleri fiyatlarının, KDV (Globalde VAT) dahil olduğu maddesi sözleşmeye intikal etmiş olduğunu ancak toplam konaklama cirosu üzerinden alınan Turizm vergisi ile ilgili herhangi madde belirtilmemiş olduğunu varsayalım. Bu durum, ilerleyen zamanda ihtilafa konu olabilecek bir durumdur.
İşin önemli kısmı, bu gibi durumların herhangi probleme yol açmadan, genel kabul ile karara bağlanması , partnerlik ile birlikte ilk operasyonun başlangıcı ile ilk faturalaşma esnasında ortaya çıkması, partnerlik başlamasından aylar sonra herhangi bir tarafın konuyu gündeme getirerek hak iddaa etmesi, veya mutabakat sonrasında bile anlaşmazlığa konu olabilecek bir potansiyelde olmasıdır. Bahse konu olan durum, ilgili vergilerin ödenip ödenmemesi değildir. Vergi, elbette sorumlularınca ödenecektir. Ancak uluslararası sözleşme kapsamında, bu vergilerin, ticari bir anlaşmazlığa yol açmayacak şekilde ortaya konulup , tarafların sorumluluklarının tam olarak belirlenmesidir.
Peki bu konu ile ilgili turizm işletmeleri uluslararası anlamda kendilerini nasıl riskten arındırabilir? Sözleşme esnasında tarafların vergi sorumluluklarını , sözleşme maddeleri içeriğinde yazmak ve belirlemek yöntemine ek olarak; sözleşmede "Vergiler ve Tarafların Vergisel Yükümlülükleri" benzeri ayrı bir başlık ile ortaya koyulabilir. Bir işlemin doğrudan veya dolaylı olarak vergiye muhatap olması durumu da sözkonusu olabileceğinden, işlem örneklerini tablolaştırarak da ilerleyebilirsiniz. Böylece vergi detayı örnek hesaplamalarla, net veya brüt oluşu, verginin vergisinin hesaplanması vb. konuları da netleştirir.
Günümüzde uluslararası veriye erişimim , önceki zamanlara göre çok daha hızlı ve kolay olması sebebiyle, partnerinizin ülkesindeki vergi düzenlemelerini de inceleyip ekstra fikir edinebilirsiniz. Konuyu araştırabilmek riskinizi azaltmanıza yarar sağlayacaktır.
Partner şirketin yerel veya globalde tabi olduğu düzenlemeleri içeriğinde,ek vergiler için karar alınmış ancak başlangıç süresi ilgili vergi otoritesince aylar yıllar sonrası başlangıçlı planlanmış olabilir. Veya hiç gündem olmayan bir vergi, açıklanarak , ertesi günden itibaren hesaplanabilir. Bu ve benzeri olasılıklar için, sözleşme maddeleri içeriğinde muhakkak ayrıca üzerinde görüşülüp anlaşıldığına dair detaylar gereklidir.
Tekrar belirtmekte fayda var, içerikte belirtilen vergi ve detay konuları, vergilerin ilgili otoritelere ödenip ödenmemesi konusu değildir. Faaliyetler sonucu ortaya çıkan vergilerin zamanında beyan edilerek ödenmesi, tüm ülkelerin vergi otoritelerince esastır.
Uluslararası turizm sözleşmenizde, partnerlik vesilesiyle ortaya çıkabilecek ve tarafların birbirlerine karşı yükümlülüklerinin , vergi başlığı ile ilgili olarak anlaşmazlığa yol açmaması adına, tedbir alınması detayıdır.