“Turizmde bildiğimiz dönem geride kaldı”
Kaan Kaşif Kavaloğlu, konuşmasının başında kongrenin bu yılki temasını “Design the Difference with New Strategies – Yeni Stratejilerle Farkı Tasarla” olarak açıkladı ve sektörün dönüşüm ihtiyacına dikkat çekti.
Kavaloğlu, mevcut koşullarda turizmin yeni bir döneme girdiğini belirterek şöyle konuştu:
“Artık turizmde iyi olmak yetmiyor. Aynı ürünü sunmak rekabette bizi ileri taşımıyor. Dünyada fark yaratan destinasyonlar; veriyle, akılla, özgün hikâyelerle strateji üretenlerdir. Pandemi sonrası değişen motivasyonlar, iklim krizi, dijitalleşme ve yapay zekâ, jeopolitik riskler ve ekonomik dalgalanmalar bize turizmde eski ezberlerle ilerleyemeyeceğimizi gösteriyor.”
Kavaloğlu, Antalya ve Türkiye’nin rakiplerinin Fransa, İspanya ve İtalya olduğunu vurguladı ve turizmde konfor alanında kalmanın mümkün olmadığını belirtti.
Antalya’nın Gücü ve Yeni Nesil Rekabet Modeli
Antalya’nın bugün sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz havzasının ve dünya turizminin en güçlü marka destinasyonlarından biri haline geldiğini belirten Kavaloğlu, mevcut potansiyelin stratejik değer rekabeti ile güçlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“Antalya’yı yalnızca yüksek ziyaretçi sayısı ile değil; nitelikli turist, yüksek kişi başı gelir, dengeli sezon dağılımı ve güçlü tanıtım performansı ile geleceğe taşımak zorundayız. Bizim rekabet modelimiz fiyat değil, değer rekabetidir.”
Konuşmasında sürdürülebilirliğe ayrı bir başlık açan Kavaloğlu, turizmde su yönetimi, enerji verimliliği ve atık yönetiminin artık “opsiyonel değil zorunluluk” olduğunu vurguladı. AKTOB’un başlattığı “Bir Damla Bir Dünya” su tasarrufu projesinin bu ihtiyaçtan doğduğunu aktardı.
“Turizm, stratejik bir güçtür”
Kavaloğlu, turizmin Türkiye için yalnızca ekonomik bir sektör değil, diplomasi, istihdam, kültürel etkileşim ve bölgesel kalkınma açısından stratejik bir güç olduğunu ifade etti:
“Turizm sadece bir sektör değildir; bir barış dilidir. Ekonomik bir faaliyet değil, kültürler arası buluşmadır. İstatistiklerden ibaret değil, insan hikâyelerinden oluşur.”
Sektörün geleceğine yönelik en önemli ihtiyacın nitelikli insan kaynağı olduğuna dikkat çeken Kavaloğlu, geçen hafta vefat eden turizm eğitimcisi Avni Aker’i de anarak, turizm çalışanlarının mesleki gelişiminin kritik önem taşıdığını söyledi.
Büşra Özdemir: “Antalya turizmi büyürken Antalya halkının refahı da büyümeli”
Açılışın ikinci konuşmasını yapan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, Antalya’nın turizmde güçlü bir performans sergilemesine rağmen şehrin taşıma kapasitesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Özdemir, yeni dönemde sürdürülebilirlik, doğal değerlerin korunması ve yerel ekonominin turizmle uyumlu gelişmesinin öncelik olduğunu söyledi:
“Başarı yalnızca misafir sayısı değildir; Antalyalıların mutluluğudur. Turizm büyürken şehir refahı da büyümelidir.”
Yerel yönetimlerin altyapı, su yönetimi, atık yönetimi ve kıyı koruma çalışmalarında kapasiteyi zorlayan bir yükle karşı karşıya olduğunu belirten Özdemir, turizm gelirlerinden yerel yönetimlere pay ayrılmasının önemini vurguladı.
Vali Hulusi Şahin: “Krizlere karşı hazırlıklı olmak zorundayız”
Antalya Valisi Hulusi Şahin, konuşmasında Antalya’nın turizmde tüm göstergelerde Türkiye’nin lideri olduğunu belirterek şehrin rekabetçiliğini korumak için sürekli yenilenmesi gerektiğini ifade etti.
“Antalya, sayıdan gelire, yatak kapasitesinden antik kent sayısına kadar birçok alanda zirvededir. Ancak bu bize konfor alanı sunmamalıdır. Turizm çok rekabetçi bir sektör; krizlere hazırlıklı olmazsak geride kalırız.”
Şahin, yapay zekânın maliyet yönetimi açısından bir fırsat olduğuna da dikkat çekti ve güvenli turizm konusunda sıfır tolerans anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy: “Krizlere dayanıklı turizm modeliyle rekorlar elde ettik”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, konuşmasında Türkiye’nin krizlere rağmen dünya turizminde güçlü bir konuma yükseldiğini söyledi.
Ersoy, 2025 yılının değerlendirmesini paylaşarak:
-
İlk 9 ayda 50 milyon ziyaretçi,
-
Gecelik yabancı turist harcamasında 116 dolar,
-
İlk 9 ay gelirinde 50 milyar dolar
seviyesinin aşıldığını belirtti.
Ersoy, Türkiye’nin turizm gelirlerinde dünyada 7’nci sıraya yükseldiğini, ziyaretçi sayısında ise 4’üncü ülke olduğunu hatırlattı.
Bakan ayrıca sürdürülebilir turizm sertifikasyon programının geldiği noktayı aktararak 18 bin konaklama tesisinin program kapsamına alındığını ifade etti.
Gelecek dönemde turizmin 12 aya yayılması için Bakanlık, Ulaştırma Bakanlığı ve havacılık otoriteleriyle birlikte yeni bir destek paketinin devreye alındığını da duyurdu. Nisan–Mayıs aylarını kapsayan uçuş indirimleri ve vergi avantajlarıyla sezonun uzatılmasının hedeflendiğini söyledi.
Arkeoloji, kültür rotaları ve yeni turizm ürünleri öne çıkacak
Ersoy, Türkiye’nin arkeolojik çalışmalarda da uluslararası ölçekte öne çıktığını belirterek Taş Tepeler, Göbekli Tepe, Karahantepe, Efes ve Aspendos gibi projelerle kültür turizminin güçlendiğini vurguladı.
Gastronomi alanında Michelin Guide’ın etki alanının Türkiye genelinde genişletileceğini, Kapadokya’nın listeye dahil edilmesinin ardından yeni destinasyonların da ekleneceğini açıkladı.
Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin iç turizme önemli katkı sunduğunu belirten Ersoy, bu organizasyonun 2026–2027 yıllarında 32 şehre çıkacağını açıkladı.
Kongre, turizmin geleceğine yönelik kritik başlıkları masaya yatırıyor
Kongrenin bu yılki oturum programında:
-
Küresel jeopolitik gelişmelerin sektör etkileri
-
Kaynak pazar trendleri
-
Havayollarının destinasyon gelişimindeki rolü
-
İç pazar dinamikleri
-
Dijitalleşme ve yapay zekâ
-
Sürdürülebilirlik ve su yönetimi
-
STK’ların destinasyon markalaşmasındaki etkisi
gibi başlıklar ele alınacak.
Kongre, 2026 yılına yönelik öngörülerin değerlendirileceği oturumlarla gün boyunca devam edecek.

