SALİH ÇENE: ÜLKEMİZ ADINA TURİZMİN HER ALANINDA NEFER OLDUM
Türk turizminin uluslararası temsilde öncü isimlerinden biri olan Salih Çene, sektörde geçirdiği uzun yıllar boyunca edindiği deneyimlerle hem bir turizm elçisi hem de fikir önderi olarak öne çıkıyor. Deneyimli turizmci Salih Çene ile turizme adım atış hikâyesini, Türkiye’nin potansiyelini ve genç profesyonellere önerilerini konuştuk.
Turizm sektörüyle nasıl tanıştınız? Bu yolculuk nasıl başladı?
Bu hikâye oldukça eskiye dayanıyor. Aslında niyetim mimar olmaktı. Fakat o dönem aile çevremde Tucson Otelleri grubunun sahibi olan eniştemin de etkisiyle turizm dünyasına yöneldim. Türkiye’de o yıllarda turizm alanında yüksek öğrenim pek yoktu. Bu nedenle İngiltere’ye giderek eğitim aldım ve yaklaşık 6 yıl orada yaşadım, hem okudum hem çalıştım. Ardından Türkiye’ye dönerek sektörde aktif görevler üstlendim.
Sizce bir destinasyonu tanıtılmaya değer kılan unsurlar nelerdir?
Birinci sıraya insan faktörünü koyarım. Yerel halkın turiste açık ve samimi olması çok önemli. Geçmişte, örneğin Almanya’da ya da Alanya’da turizmin ilk yıllarında turist karşıtı söylemler vardı. “Turist para getirir ama ahlak götürür” gibi pankartlarla sokaklarda dolaşıldığını hatırlıyorum. Ancak zamanla toplum, turizmin kazandırdığını gördü ve bugün Antalya başta olmak üzere birçok bölgede turiste sahip çıkan bir yapı oluştu.
İkinci olarak, fiziksel ve kültürel olanaklar: sahil, doğa, aktiviteler, kongre ve spor turizmi imkânları, tarihi ve kültürel miras gibi unsurlar çok önemli. Antalya ve Türkiye’nin diğer birçok bölgesi bu anlamda büyük zenginliğe sahip. Ancak bu potansiyeli yeterince kullanabiliyor muyuz? O başka bir tartışma konusu.
Yeni nesil turizmcilere neler söylemek istersiniz?
Gözlemlediğim iki temel eğilim var. Birincisi, çok kısa sürede büyük para kazanma hedefi. Bu düşünce uzun vadede zarar getirir. Sabırlı olmak ve süreci sindirerek ilerlemek gerekiyor.
İkincisi, hızla üst pozisyonlara çıkma arzusu. Bu, bazen kişinin hazır olmadığı görevleri kabul etmesine neden oluyor. Üstelik bu kişiler, ciddi sorumlulukların altına düşük ücretlerle giriyor. Ne sektör ne de gençler bu konuda yeterince dikkatli değil. Bu durumun hem bireysel hem sektörel olumsuz etkileri olabiliyor.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Sizler gibi kaliteli basın mensuplarının sektöre değer katan insanlarla röportaj yaparak bu katkıyı görünür kılmasından dolayı teşekkür ederim. Turizm; vizyon, temsil ve gönül işi. Bunu anlatmak hepimizin görevi.