KALEİÇİ’NDE KONAKLAMA KRİZİ

Image

Antalya’nın simge bölgelerinden Kaleiçi’nde faaliyet gösteren konaklama işletmeleri, ruhsat sorunları nedeniyle kapanma riskiyle karşı karşıya. Özellikle Kartalkaya Yangını’nın ardından sıklaştırılan denetimler sonucunda yeterlilik ruhsatı olmayan oteller kapatıldı.

Bu süreç, Kaleiçi’nde önemli bir çelişkiyi de gün yüzüne çıkardı. Kültürel miras statüsündeki yapıların restorasyonunda yetkili olan Anıtlar Kurulu, tarihi yapılarda yapılacak değişiklikleri sınırlandırıyor. Diğer yandan, bakanlık ise bu binalarda yangına dayanıklı kapılar gibi bazı fiziksel güncellemeleri zorunlu kılıyor. Bu iki düzenleyici mekanizmanın arasında kalan ve 1 Haziran’dan itibaren kapanmaya başlayacak olan Kaleiçi’ndeki otel işletmeleri ciddi bir çıkmaza sürükleniyor.

Konuyla ilgili görüştüğümüz Antalya Kaleiçi Otelciler ve Esnaflar Derneği (AKOED) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yetkil, yaşananları GM’e anlattı:

“Kendimizi yalnız ve çaresiz hissettik.”

Aslında sizler vasıtasıyla çaresizliğimizi anlatmak isterim. Özellikle sektörel ve bölgesel olarak yalnız bırakıldığımızı hissediyoruz. Bu süreçte bize destek olan Polis Başkanımız Hakan Bey’e teşekkür ederiz. Bolu ve Kartalkaya’daki yangınlardan sonra yapılan denetimlerle birlikte, ruhsatı olan ve yönetmeliklere uygun hareket eden işletmeler bile tekrar yangın yönetmeliğine tabi tutuldu. Kapılar ve ahşap yüzeylerle ilgili değişiklikler isteniyor.

“Tescilli binalarda bir kapıyı değiştirmek bile yıllar sürebiliyor.”

Tescilli binalarımızdaki tüm kapılar tarihi değil. Ama bina bütün olarak tescilli olduğu için bir kapıyı bile değiştirmek istesek Anıtlar Kurulu’na proje sunmamız gerekiyor. Bu da bazen yıllar alıyor. Böyle kısa sürede çözüm üretmemiz imkânsız. Yangın yönetmeliğinden geçemediğimiz için ruhsatlarımız yenilenemiyor.

Bu sorunu çözmek için yaklaşık sekiz ay önce tüm ilgili kurumlarla toplantı yaptık ama hiçbir kurum inisiyatif alamadı. Görüyoruz ki bu süreci sadece Çevre, Şehircilik ve Turizm Bakanlığı çözebilir.

“1 Haziran itibariyle işletmeler mühürlenmeye başlayacak.”

Bu sadece otellerin kapanması anlamına gelmez. Kaleiçi gibi bölgelerde yer alan küçük oteller, aynı zamanda çevredeki küçük esnafın da ayakta kalmasını sağlıyor. Kapanmalar müşteri potansiyelini dağıtır. Zaten kültür turizmi yapan bir bölgeyiz. Bu sektörde çalışan herkesi doğrudan etkiler.

“Geçmişteki suç ortamına geri döneriz.”

Kaleiçi’ni daha tanınır ve değerli bir noktaya taşımaya çalışıyoruz. Şehrin kimliğine katkı sağlamak, 12 ay boyunca kültür turizmi yapılabilmesini mümkün kılmak istiyoruz. Zaten tanıtım materyallerinde Kaleiçi hep ön planda: Yivli Minare, Saat Kulesi, Üç Kapılar… Ancak geldiğimiz noktada, tekrar karanlık bir döneme girme tehlikesiyle karşı karşıyayız.

Bir dönem Kaleiçi’nde tinerciler, seviyesiz barlar ve yüksek suç oranı vardı. Şu anki otel işletmeleri bu tabloyu değiştirdi. Restorasyon yapılan binaların %90’ı şu an otel olarak kullanılıyor. Eğer oteller kapanırsa, suç oranı yeniden artar.

“Biz müşterimizle birlikte kapının önüne oturacağız.”

Eğer işletmeler kapanırsa, sadece oteller değil, bütün küçük esnaflar da kapanacak. Rezervasyon alan oteller müşterilerini kapıda bırakmak zorunda kalacak. Biz personelimizi işten çıkarıp, müşteriyle birlikte kapının önüne oturup çözüm bekleyeceğiz. Antalya’da bugün turizm konuşuluyorsa, bu turizmin başladığı yer Kaleiçi’dir. Bu da unutulmamalı.

Etiketler