ALİ CAN AKSU YAZDI: “HERŞEY DAHİL SİSTEM YENİDEN SORGULANMALI “
Türkiye’nin “her şey dahil” sisteme geçişi, turizm sektöründe yaşanan uluslararası rekabet, ekonomik koşullar ve turizm anlayışındaki değişimlerin bir sonucudur.
1990’lı Yıllar: Avrupa Pazarına açılım ve rekabetçi fiyat politikası ile Türkiye, özellikle İspanya, Yunanistan ve İtalya gibi rakip destinasyonlarla rekabet etmek için fiyat avantajına dayalı bir turizm modeli geliştirdi.
Avrupa’dan charter uçuşların artmasıyla, paket turlarla gelen turist sayısında hızlı bir artış oldu.
Her şey dahil sisteminin başlangıcı, Antalya bölgesindeki büyük oteller, turistlerin daha uzun süre kalmasını ve tatil masraflarını önceden bilmesini sağlayan “her şey dahil” sistemini uygulamaya başladı. Daha sonra bu sistem Ege ve bazı kıyı şeridinde uygulanmak zorunda kaldı.
Bu sistem Türkiye turizmi açısından oldukça tartışmalı bir konudur. Kısa vadede turist çekme ve doluluk oranlarını artırma gibi avantajlar sağlasa da uzun vadede Türkiye turizminin sürdürülebilirliği ve kalite algısı üzerinde olumsuz etkiler yarattığı görülmüştür.
Turistler, otel dışına çıkmadan tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiği için yerel esnaf ve küçük işletmeler ciddi gelir kaybı yaşatarak yerel kalkınmaya zarar vermiştir.
Rekabet nedeniyle oteller düşük fiyat politikası ile rekabet ederek. Bu durum hem hizmet kalitesini hem de nitelikli turizm çalışanlarını olumsuz etkilemiştir.
Maliyetleri düşürmek için yiyecek ve içecek kalitesinde kısıtlamalar yapılabiliyor. Bu da ülke turizmiyle ilgili genel algıyı etkileyerek kalite algısının zedelenmesine yol açıyor
Büyük ölçekte tüketim ve atık üretimi, çevre üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor. Her şey dahil otellerin enerji, su ve gıda tüketimi oldukça yüksek. Bu durum karlılığı ciddi anlamda azaltmaktadır.
Kısacası Her şey dahil sistem; fiyat odaklı rekabet, deneyimden çok tüketim odaklılık, bölgesel kalkınmayı engelleme, hizmet kalitesinde düşüş
Ve en önemlisi;
Tüketim ekonomisi ile Türkiye’nin kültür ve turizm destinasyonlarının dünyada tanınmasına uzun yıllar geride bırakmıştır.
Bu sistem, gün geçtikçe genellikle düşük bütçeli turistleri hedef alıyor.
Nitelikli turizm ise harcama kapasitesi daha yüksek, kültürel ve çevresel hassasiyetlere sahip bir profili çeker. Her şey dahil sistemin yaygınlaşması, bu profili kaybetmeye neden oluyor.
Ayrıca Her şey dahil sistem nitelikli ve kalifiye personelin turizm sektöründen uzaklaşmasına sebep olmuştur.
Sonuç olarak;
Bu sistemden çıkmak zor olsa da, 5 veya 10 yıllık geçiş süreci planlarını başlatmak gerekiyor
Aksi taktirde
HERŞEY DAHİL SİSTEM UZUN VADEDE TÜRK TURİZMİNİN KALKINMASINI ENGEL OLMAYA DEVAM EDECEKTİR.
Ali Can AKSU
TURİZOOM İNT.HOTEL
YK.BAŞKANI